İnci'nin annesi gece ölmüştür. Beş yaşındaki çocuk, Karadeniz'in uçsuz bucaksız tepelik arazisinde tek başına dolaşır. Kırmızı kazaklı genç bir kadınla tanışır ve ondan çok etkilenir. Kendisi de burada büyümüş olan Zeynep, uzun yıllar sonra geri dönmüştür. Bavulu ağırdır ve yolculuk uzundur. Birlikte, gün ışığından bulutlara, bir babadan diğerine, şafaktan karanlığa kadar yürürler.