Zamanında Ankara’da iyi bir işi ve hayatı olduğundan `bahsedilen` Recep, yaşadığı ruhsal sıkıntılar nedeniyle büyüdüğü köye dönmek zorunda kalır. Recep, köy yerinde tuhaf, delice davranışlar sergilerken babası ondan utanmakta ve oğluna karşı duyduğu öfkenin yanında gizli bir korku da beslemektedir. Bir gece oğlu tarafından öldürüldüğünü gördüğü bir kabustan uyanan baba, kalkıp pencereden dışarıya baktığı sırada bütün korkularının boşa çıktığını en acı şekilde görür.