Selma, taksici kocasının bir kaza sonucu ölümünden sonra taksisini devralarak kendi hayatının efendisi olmaya karar verir. Tunus bürokrasisinin ağır prosedürleriyle ve sigorta şirketinin kayıtsızlığıyla uğraşır, ancak pes etmeyi kabul etmez ve hiçbir şeyden de korkmaz. Sessiz bir kararlılıkla, ahlak bahanesiyle nasıl davranması gerektiğini dikte etmeye devam eden kayınvalidesinin muhafazakarlığıyla da başeder. Hem kızı için hem de kendisi için daha iyi bir gelecek kurmaya niyetli olan Selma, etrafındaki dünyayla günlük bir mücadele içindedir.