Cetvrti covek (2007)

325

Yanlış hatırlamıyorsam 2006 kışıydı. O kış hayatım boyunca okuduğu en akıcı ve en eğlenceli Türk romanını okudum. Roman Dublörün Dilemması’ydı. Yazarı da Murat Menteş… Sonrasında da bütün arkadaşlarıma o romanı önerdiğimi hatırlıyorum. Ama öyle böyle bir uğraş değildi. Gören de kitabı benim yazdığımı zannederdi. O derece… Geçen sene de kitabın devamı niteliğinde yayınlanan Korkma Ben Varım yayınlandı. Birinci baskısını edinmek için D&R’a koşturduğum gün dün gibi aklımda.

Geçen gün, romanını her arkadaşıma önerdiğim yazar kendi web sitesinde bir film önerisinde bulunmuştu. Film, başlıkta da adını göreceğiniz üzere Cetvrti Covek’ti. Film, 2007 yapımı bir Sırp aksiyon filmi. Film, yanılmıyorsam ülkemizde gösterime girmemiş. Dolayısıyla filmi izlemek isteyenlerin filmi bir şekilde internetn üzerinden edinmeleri gerekmekte. Hafızamı zorladım ama daha önce bir Sırp filmi izlediğimi sanmıyorum. Bu yüzden de film ayrı merak konusu oldu bende.

Filmin konusu ise aslında o kadar da yavan değil ama bir sinefilin kalbinde yer edinecek orjinallikte de değil. Yine de kendini izletmeyi başarıyor. En azından ben filmi bitirene kadar hiç başından kalkmak istemedim.

Kimliği belirsiz birisi kafasından vurulmuştur ve iki ay boyunca komada, hastanede yatar. Ama şans da budur ya, kurşun öyle bir aralıktan geçer ki, beynine verdiği hasar sadece hafızasının kaybolmasına sebep olur. Daha sonra bu hastası ziyaret edenlerden öğrendiğimiz kadarıyla sedyede yatan profesyonel katilin, askeri istihbaratta görev almış bir albay olduğunu öğreniriz.

Sonrasında anlatılanlar ve öğrenilenlerle adını dahi bilmeyen kahramanımız, kafasına kurşun yediği gün kendisiyle birlikte 15 yaşındaki oğlunun ve karısının da vurulduğunu öğrenir. Daha önceden onu ziyarete gelen eski iş arkadaşlarının da onu hareketlerini manipüle etmesine sebebiyet veren hafıza kaybı da bir dünya suikasta sebep olur.

Sonrasında ise “derin” bir araştırmaya koyulan Lazar (hafızasını kaybeden albay) hem ailesinin yok olmasına hem de hastaneye düşmeden önce kafasından geçen son şey olan o mermiyi müsebbini hayat menkıbesi haline getirir.

Tabii arada geçen birçok aksiyonu “spoiler”ların böylesine önemli olduğu bir filmde yazmıyorum. Filmi izleyeceklere şunu da söylemeliyim. Filmin tarz bilgilerinde geçen aksiyon lafına çok da aldanmamak lazım zira aklınızı başınızdan alacak bir aksiyon yok. Özellikler dikkatimi çeken bir şey oldu; filmin tamamında tabanca seslerinin bir adamın sesini bastırdığı bir sahne hatırlamıyorum. Neden sesi kıstıklarına bir anlam veremedim ama yine de son zamanlarda izlediğim en akıcı filmlerden birisi olduğu gerçeğini de değiştirmedi bu durum.

Netice olarak da filmin sonunu, son dakikaya kadar beklemekten hoşlananların bir solukta izleyeceği bir film çıkmış ortaya. IMDb’den de tam hak ettiği notu (7,1) aldığından da puanlama yüzünden herhangi bir hayal kırıklığına uğramadan izlediğim filmler kategorisine girmiş bulunmakta.

Bir sonraki filmde görüşmek üzere!