Ying xiong (2002)

289

Günümüz dünyasını şekillendiren birkaç imparatorluk varsa, bunlardan bir tanesi şüphesiz Çin İmparatorluğu’dur. Tarihi M.Ö. 200’lü yıllara kadar dayanan imparatorluğun böylesine köklü bir geçmişi olunca, kuruluşu da haliyle efsaneleştirilen olaylara dönüşüyor. Derlenen bu hikayeleri anlatan filmlerden birisi de 2002 yapımı Ying Xiong, İngilizce adıyla Hero’dur.

Çin, Hong Kong ortak yapımı bu filmin 2002’nin sonlarına doğru, güncel tabirle ben daha liseliyken korsan CD tezgahlarında satıldığını biliyorum. Şimdi ne var bunda diyebilirsiniz, film 2002 yılında çıkmışsa, o yılın sonlarına doğru korsanların eline düşmesine gecikmiş bile diyebiliriz. Ama olay öyle değil işte. O film, 2002 yılında Çin’de gösterime girdi ve uluslararası dağıtımı (Tarantino sağolsun Miramax aracılığıyla) 2004 yılında yapıldı. ADSL ve yüksek bant internet bağlantılarının da ülkemizde 2005 yılında tabana yayıldığını göz önünde bulundurursak, henüz İngilizce alt yazısı bile olmayan bir filmin nasıl çevrilip ülkemiz tezgahlarına düştüğünü çok merak ediyorum. Acaba Çince bilen korsan CD’ciler mi vardı? Neyse, spoilerlarla dolu konumuza geri dönelim.


Nameless’ı huzuruna bekleyen imparator (Daoming Chen)

Milada yakın dönemlerde, bugünkü adıyla Çin diye bildiğimiz topraklarda 7 krallık (Qin, Zhao, Han, Wei, Yan, Chu ve Qi) hüküm sürmektedir. Bu krallıklar da eyaletlere bölünmüştür ve eyaletler arasında bir hayli kanlı savaşlar yaşanmaktadır. Bu savaşlar toplumda o kadar ciddi yaralara sebep olur ki, halk yıllar süren sefalet ve kıyıma kurban gitmektedir. Ne var ki bu kıyımın böyle sürmemesine kanaat getiren Qin hükümdarlığı, diğer 6 krallığı kendi himayesine alıp, bütün yaşananlara bir son vermek ister ama bu o kadar kolay bir şey olmayacaktır. Zira bunlar, komşu krallıklar da olsalar, aralarında çok ciddi fikir ayrılıkları vardır ve kültürel ayrışma, bu bütünlüğün önündeki en önemli engellerden birisidir. Ülkeler arasındaki para, ölçü birimi farklılıkları ticareti güçleştirirken, farklı diller (lehçeler), yazım teknikleri ve kütüphaneler de eğitim için en ciddi sorunlardan birisi olarak baş gösterir. Her ne kadar filmde söz edilmese de, Qin Hükümdarlığının, bu sorunu çözmek için bilgeleri canlı canlı gömüp, kütüphanelerin yakılması gibi uç uygulamaları bile kas gücüyle gerçekleştirdiği rivayet edilir. Bu tür canilikler, bu bütünlüğün negatif yönleri olarak sıralansa da tarım ve teknoloji alanında yaşanan gelişmelerin halka sınıf atlattığı da yadsınmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta. Örneğin Çin Seddi gibi eserler bu dönemin gücünün simgelerinden birisidir. Filmimiz de bu birleşmenin ilk safhalarında Qin Hükümdarı’na yapılan suikast girişimlerini efsaneleştirerek anlamaya çalışıyor.


Kralın huzurunda Nameless (Jet Li)

Filmin kadrosu da oldukça iyi. Jet Li (Nameless, İsimsiz), Ziyi Zhang (Moon, Ay), Tony Chiu Wai Leung (Broken Sword, Kırık Kılıç) ve Donnie Yen (Sky, Gök) gibi Çin sinemasının önde gelen isimlerini filmde görmekteyiz. Nameless, küçük yaşta ailesini kaybettiği için isimsiz kalmıştır ve zamanla herkes ona İsimsiz diye seslenmeye başlamıştır. 10 yıl boyunca kılıç eğitimi alıp, tekniğini kusursuzlaştıran Nameless, yeteneğinin doruğunda olduğuna kanaat getirdiği zaman, hükümdara 2. kez suikast düzenleyip, krallıklarının yıkılmasına karşı çıkan üç savaşçıyı alt eder ve hükümdarın huzuruna çıkmaya hak kazanır. Yani filmin bize olayları anlattığı ilk olay örgüsü budur.

İlk olay örgüsü diyorum çünkü (spoiler uyarısının gücü adına) baştan sona planlı bir suikast girişimi olan bu olay uğruna Nameless için 3 büyük savaşçı hayatlarından vazgeçer ve bunların hepsi kanıtlanabilir olması için Qin askerlerinin gözleri önünde gerçekleşir. Zaten filmin tamamı da hükümdar karşına çıkıp her öldürülen savaşçı için belli bir miktar hükümdara yaklaşıp ödüllerini alacak olan Nameless için gereken yakınlığı sağlamak uğruna yapılanların anlatılmasından ibaret. Tabii, oldukça zeki olan hükümdar, anlatılanlara inanmaz ve hikayenin tamamını Nameless’ın ağzından dinledikten sonra eksik noktalar kendisini tatmin etmeyince kendince, yaşananları anlatır ve son olarak gerçek hikayeyi tekrar Nameless’tan dinler. Yapılanların hepsinin kendisini öldürmek için planlandığını bilen hükümdar, planlarını ve imparatorluğun bu reformlarla nasıl ileri taşınacağını tüm samimiyetiyle Nameless’a anlatır. Bu sohbet sonrası akan kanın durması için tek yolun gerçekten imparatorun planı sayesinde gerçekleşeceğine kani olan Nameless, suikasti yapmaktan vazgeçer ki o anda öleceğini bildiği halde kralı öldürebilecek yakınlıktadır. Nameless o kadar düşük bir rütbeli memurdur ki, eğer daha önceden sözünü ettiğim savaşçıları öldürmemiş olsaydı, değil saraya girip imparatorla konuşmak, sarayın önünden bile geçemeyecektir.


Nameless (Jet Li)

Aynı olayın 3 farklı şekilde anlatıldığı film o kadar akıcı o kadar derin diyaloglarla bezelidir ki, filmi izlediğim bir an bile sıkıldığımı hatırlamıyorum. He ne kadar filmin ana hatlarını buraya yazmış olsam da inanın çerçevenin içi o kadar güzel repliklerle, karelerle dolu ki rüya gibi film yapmışlar desem yeridir. Her savaş sahnesi ayrı bir görsel şölen olan bu film gibi epik hikayeleri bizim de çekemememiz hakikaten çok acı bir durum ama biraz tarihe meraklıysanız ve uzak doğu filmlerinden hoşlanıyorsanız ne yapın edin bu filmi izleyin derim. Emin olun pişman olmayacaksınız.